12 Aralık 2016 Pazartesi

TÜRKİYE FİZİKİ COĞRAFYA 
KAYNAKÇASI 

1. http://www.cografyam.org

2. http://www.moscons.com

3. http://www.cografya.gen.tr

4. http://www.hatay.gov.tr/doga

5. http://www.canakkale.gov.tr/tr/canakkale-rehberi/cografya/iklim

6. http://www.igdir.gov.tr/cografi-yapisi

7. http://www.sinop.gov.tr/cografya

8. http://testsite.kultur.gov.tr

9. http://www.gezilecekyerler.org

10. Orman Genel Müdürlüğü 
      http://www.ogm.gov.tr

11. Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü 
      http://www.mta.gov.tr

12. Harita Genel Komutanlığı 
      http://www.hgk.msb.gov.tr

13. Genel Fiziki Coğrafya Kitabı Hayati Doğanay -Ramazan Sever

14. Türkiye Fiziki Coğrafyası- Cemalettin Şahin

15. http://www.nationalgeographic.com

16. http://www.atlasdergisi.com 

17. http://www.afetokulu.com 

18. http://www.deprem.gov.tr

19. http://www.nasa.gov

20. Cercis İkiel Makalesi

21. Jeoloji Mühendisleri Odası
     http://www.jmo.org.tr

22. Karayolları Genel Müdürlüğü
     http://www.kgm.gov.tr

23. Türkiye Coğrafya Kurumu
     http://www.tck.org.tr/
DOĞAYA YOLCULUK
MUHTEŞEM 4 ROTA BELGESELİ


Belgeselimize Türkiye'nin en uç kuzey noktası Sinop'tan başlıyoruz.Kuzeyde en uç ilçe merkezi İnceburun'dur. Burası bataklık göl ve ovalıktır.Karadeniz iklimine bağlı olarak her mevsim yağış aldığından zengin orman ve bitki örtüsüyle kaplıdır.(Çangal ormanları, Giregöz ormanı).






Sinop'un en büyük dağları olan İsfendiyar(Küre) dağları doğu-batı doğrultusunda Karadeniz kıyısına paralel şekilde uzanmaktadır.Küre dağları 3.jeolojik zamanda meydana gelmiş Alp-Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde yer alır.Alp-Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde bulunan Küre dağlarını Zindan Dağı,Sivrice Tepesi,Kuzuluk Tepesi ve Alankaya Tepesi takip etmektedir.Yükselen dağların üst kısımlarında ormanlarla çevrili alanlarda yaylacılık yapıldığını görmekteyiz.







Karadeniz'in girintili çıkıntılı kıyılarında yer alan Sinop'ta birçok burun,koy,körfez bulunmaktadır.Sinop kıyılarında Sarıada,Karaada,Tavşanadası olmak üzere 3 tane küçük adacık bulunur.İlin en büyük akarsuyu Gökırmak'tır. Uzun bir vadi boyunca akan bu ırmak Taşköprü ve Boyabat ovalarını sular.Kızılırmak ilin Güneydoğu sınırını çizer ve yurdumuzun en uzun nehridir.








Sinop Yarımadası ülkemizdeki en güzel tombolo örneğidir.Sinop'ta sayıları az olmakla beraber küçük göller vardır.Sülük Gölü Sinop Yarımadası üzerindedir ve eski bir volkanik kütledir. Sarıkum Gölü deniz seviyesinde bir göl iken Karagöl ise deniz seviyesinin altında bir göldür. Aksaz Gölü yarı bataklık halindedir.









Şehrin doğal afetlerinden bahsetmek gerekirse; su baskını,heyelan görülmektedir.Ayrıca Sinop 4.derecede deprem bölgesindedir.Aktif bölgeler dışında kalmasına rağmen Durağan ve Boyabat ilçeleri 1.derece deprem bölgesine girmektedir.








Sinop'ta görülmesi gereken yerlerden birisi de Boyabat'ta bulunan bazalt sütunlarıdır.Ayancık ilçesinde bulunan İnaltı Mağarası içinde bulundurduğu sarkıtlar,dikitler ve damlataş havuzları ile dikkat çekmektedir.






Buradaki gezimizi tamamladıktan sonra Doğu 
Anadolu'da bir diğer uç noktamız olan Iğdır-Aralık'a rotamızı çeviriyoruz.
Iğdır üç ülkeyle (Ermenistan,Azerbaycan,İran) komşu sınırlarının bulunduğu tek şehrimizdir.Iğdır çevresinde Akdeniz iklimine yakın karasal iklim hakimiyet sürmektedir.Kışları serin yazları sıcak ve kurak geçer.Kuytu konumuyla mikroklima oluşturan Iğdır Ovası'nda yetişen pamuk, '' Doğunun Çukurovası '' olarak tanınmasını sağlamıştır.Kuytuluğu yüzünden Türkiye'nin en az yağış alan yerlerinden biri olmuş, orman açısından en yoksul bölgelerimizdendir ve bozkır bitki örtüsü görünür.


Doğu Anadolu platosunda ortalama rakımı 800-900 metre arasında değişen ve turunçgiller ile zeytin dışında her türlü meyve ve sebzenin bolca yetiştirilebildiği bereketli Sürmeli (Aras ) Çukurunu bünyesinde barındırmaktadır.

Aras Nehri Tükiye-Ermenistan sınırlarını çizmekte ve Sürmeli Çukunu beslemektedir.Sınırlarımız dışında kalan Erivan Ovası ve Iğdır Ovası'nın oluşturduğu bu çöküntü bölgesine Sürmeli Çukuru denir.Sınırlarımız içinde kalan kısma Sürmeli Çukuru , Ermenistan sınırları içinde kalan kısma Sahat Çukuru adı verilmektedir.Aras Nehri boyunca doğu-batı doğrultusunda uzanan Iğdır Ovası Batı Iğdır , Doğu Iğdır ve Dil Ovasından oluşmaktadır.Dil Ovası aynı zamanda ülkemizin en doğu uç noktasını (44',48'')oluşturur.

Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nın yüzölçümünün 3/1'i il merkezine bağlı Suveren Köyünün sınırları içindedir.






Şehrin doğal afetlerinden bahsetmek gerekirse; Iğdır il merkezi 2.derecede deprem bölgesi olup heyelan olayları,su baskını olayları yaşanmaktadır.







Türkiye'nin güneyde en uç noktası olan Hatay'a doğru yol alıyoruz.Antakya,coğrafi konum ve yüzölçümü bakımından Hatay'ın ikinci büyük ilçesidir.Hatay'da Akdeniz iklimi egemendir.Yazlar sıcak ve kurak,kışlar ılık ve yağışlıdır.Bölgede maki bitki örtüsü görülmekle birlikte yüksek ve dağlık alanlarda kar yağışı görülür.Antakya; Kuzeyde Nur (Amanos) Dağları , Güneyde Kel Dağ (Cebel-i Akra ) arasında kalan Asi Vadisi'nin başlangıcında, Habib-i Neccar Dağı eteklerindedir.





 Amik Ovası kalın bir alüvyal toprak tabakası ile kaplı olup, ilin en büyük toprak düzlüğüdür ve verimli topraklara sahiptir. Amik Ovası Asi Nehri , Karasu , Afrin Çayı ile beslenir.Hatay birinci derecede deprem bölgesindedir.Doğu Anadolu ve Ölüdeniz fay hattı sistemlerinin birleştiği bölgede yer alan Hatay'da, çok büyük yıkıcı depremlerin meydana geldiği kayıtlara geçmiştir.Su baskını ve heyelan olayları gözlenmektedir.






Türkiye'nin kuzeybatısında topraklarının büyük bölümü Marmara Bölgesi sınırları içinde bir kısmı ise Ege Bölgesi içinde kalan, Asya ve Avrupa kıtalarında toprakları bulunan kendi adını taşıyan boğaz (Çanakkale Boğazı) ile ikiye bölünmüş bir il olan Çanakkale'ye doğru yol alıyoruz.







Kent,doğu ve güneydoğu yönünde Balıkesir ili, batıda Ege Denizi,kuzeyde Tekirdağ ili ile Marmara Denizi tarafından çevrelenmiştir.Akdeniz iklimi ile Karadeniz iklimi arasında bir geçiş iklimin yaşandığı bu yerde daha çok Akdeniz iklimi görülmektedir.Yağışlar genellikle bahar ve kış aylarında olmaktadır.Akarsuların düzenli bir rejimi yoktur.Akarsular son bahar yağmurlarıyla ve karların erimeye başladığı nisan mayıs aylarında kabarırlar.Akarsuların çoğu Kaz Dağı'ndan doğarlar.Akarsuların başlıcaları; Tuzla Çayı, Menderes Çayı, Kocabaş Çayı ,Kavak Çayı ve Bayramiç Deresidir.Akarsu ağızlarında geniş tabanlı vadilerde görülen ovalar Çanakkale'de az yer kaplar.Ezine Ovası ,Bayramiç Ovası,Kumkale Ovası Anadolu yakasındaki ovalardır.Gelibolu Yarımdası'nda ise Kavak Ovası ,Cumalı Ovası,Kilye ve Piren Ovaları vardır.

Gökçeada Çanakkale'nin ilçesi ve Türkiye'nin en büyük adasıdır.Adanın batısında yer alan Avlaka Burnu Türkiye'nin en batı uç noktasını oluşturmaktadır. Saros Körfezi dünyada kendi kendini temizleyerek temiz kalan  körfezden biri olduğu ileri sürülür.Genellikle dağ ve tepelerle kaplı alanları vadilerle parçalanmış engebeli görünüşü arasında orman bitki örtüsünü görmekteyiz.







Şehrin en yüksek dağı Kaz Dağı'dır.Birinci dereceden deprem bölgesi olup heyelan olaylarının ve su baskını olaylarının az görüldüğü illerimizden biridir.





Böylece Türkiye'nin en uç noktalarını gezip görmüş olduk. Coğrafi farklılıkları bu yolla öğrenmiş olduk.Bir sonraki belgeselde görüşmek üzere.


İÇİNDEKİLER

1.Coğrafya Nedir
2.Neden Coğrafya Öğreniyoruz
3.Ünlü Coğrafyacılar
4.Harita ve Haritacılık
    -Dünya Haritacılık Tarihi
    -Eski Türklerde Haritacılık
5.İbn-i Havkal Gözünden Akdeniz Coğrafyası
6.Türkiye Fiziki Coğrafyası Atlası
7. Doğaya Yolculuk: Muhteşem 4 Rota Senaryosu
8.Bilinenlerin Ötesinde
9.Türkiye Fiziki Coğrafya Konuları 
10.Türkiye Fiziki Coğrafya Öğrenme Çıktıları 
11.Türkiye Fiziki Coğrafya Kaynakçası
12.Cercis İkiel Makalesine Eklenecek Görseller
13.Cercis İkiel Makalesindeki Coğrafi Terimler
14.Doğaya Yolculuk: Muhteşem 4 Rota Belgeseli  




COĞRAFYA NEDİR 

Coğrafya; yeryüzünü tasvir eden, insan ve coğrafi çevre arasındaki karşılıklı ilişkileri, bitki ve hayvan topluluklarının farklı dağılışını, nüfusu ve nüfusun dağılışını ,doğa olaylarını ve doğa olaylarından kaynaklanan değişmeleri,iklimi ve iklime bağlı bitki örtüsünü inceleyen fen bilimi ile sosyal bilim arasında köprü görevi gören bir bilimdir.

Coğrafya; insan ile onun yaşadığı mekan ( çevre ) arasındaki dağılış, karşılaştırma ve nedensellik ilkeleri doğrultusunda araştıran ve sonuçlar ortaya koyan bir bilimdir. 


Coğrafya; insan ile iç içe olan sorularla öğrenme ve anahtar soru sorma sanatıdır. Bazı yeteneklerin gelişimini ve kavramların anlaşılmasını içerir.


Coğrafya; dünyanın veya herhangi bir ülkenin en yüksek dağını, en uzun akarsuyunu, en kalabalık şehrini bilmek , yerlerin isimlerini ezberleme ya da bunları dünya üzerinde nerede olduklarını göstermek değildir. 


Coğrafya; sadece dünyanın yüzeyini değil dünya ile birlikte insanı ele alan bir bilimdir.


Coğrafyanın Amacı; ilişkilerin hem insan hem de mekan gözetilerek sürdürülmesini, insanın mekanla dost olmasını sağlamaktır. İnsanın çevre ile etkileşimi hakkında bir anlayış geliştirme becerisidir. Yerlerin isimlerini, lokasyonlarını ve özelliklerini bilmek coğrafyanın temelini oluşturan unsurlardır. 


NEDEN COĞRAFYA ÖĞRENİYORUZ

Coğrafya yurt sevgisi, çevre bilinci, dünyanın yaşanabilirliği yanında göçleri, doğal sorunları, tarımı, sanayiyi, turizmi, yerel ve ülke genelini ilgilendiren sorunları ve planlamaları öğretir. Coğrafi bilgiler sayesinde çevre, toplum hayatı,ekonomi , kültür gibi konuları da öğrenmiş oluruz. Bu sebeple coğrafyayı öğrenmeliyiz ve öğretmeliyiz. 



        ÜNLÜ COĞRAFYACILAR 


   

 ANAKSİMENDROS


Matematik coğrafyanın kurucu olarak kabul edilir. Evrenin sonsuzluğu, eksen eğikliği, gökyüzünün kutup yıldızı etrafında döndüğüne ait keşifler yapmıştır.





 






 ARİSTOTALES 



MÖ.384-322 yılları arasında yaşamıştır. Büyük İskender'e hocalık Eflatun'a öğrencilik yapmıştır. Matematik ve felsefe olmakla birlikte çağının bütün ilimleriyle uğraşmıştır. Dünyanın yuvarlak olarak görüşünü rasyonel olarak ortaya atmıştır.Bu yargıya ay tutulması sırasında dünyanın ay üzerine düşen gölgesinin yuvarlak olabileceği varsayımından dünyanın yuvarlak olduğu görüşünü ileri sürmüştür. Politika adlı eseri vardır. 








BATLAMYUS 



İskenderiyeli matematikçi, coğrafyacı ve astronom. Almegost adınca 13 bölümden oluşan eseri ve Georapika Hayfigesis eseri vardır. Roma imparatorluğu devrinin coğrafyacısı olarak kabul edilir. Dünyayı en gerçekçi tasvir eden coğrafyacı olarak kabul edilir.














  BİRUNİ




978-1048 yılları arasında yaşamış Harezm de doğmuştur. Batı dillerinde adı Alberuni ve Aliboron olarak geçer. Gökbilim, doğa bilimleri, matematik ve coğrafya ile ilgili çalışmalarıyla tanınır. El Kanun'ül Mesüdi , El Maksudi ve bir çok eseri vardır. Dünyanın yarıçapını 6.425,7 km  olarak hesaplamıştır. Gerçeği 6.376 km'dir. Dünyanın çevresini 42,516 km olarak hesaplamıştır. Gerçeği 40,076 km'dir. 



















  COPERNİCUS

1473-1543 yılları arasında yaşamış Polonyalı matematik,astronomi ve harita bilimi ile meşgul olmuş bilim adamıdır. Güneş sisteminin tarifini yapmış, gezegenlerin güneşin merkezde olduğu sabit yörüngeler üzerinde hareket etiğini kabul eden günmerkezlilik yasasını savunmuştur. De Revolutionibus ( Göksel Kürelerin Dönüşleri Üzerine ) 6 parçadan oluşan eseri vardır. 






 





ERATOSTENES

MÖ.276-195 yılları arasında yaşamıştır. İskenderiye'de çalışmalarını sürdürmüştür. Coğrafya ismini ilk kullanan kişidir.Coğrafya ilminin adını koyan kişi olarak bilinir. Dünyanın ekvator üzerinde çevre uzunluğunu ve bir derecelik meridyen yayını hesaplamıştır. Bölgesel coğrafyanın gelişimine de katkısı olmuş ve koordinat sistemini bulmuştur. 















EVLİYA ÇELEBİ 



1611-162 yılları arasında yaşamış ünlü bir seyyahtır. 17. yüzyılın en büyük Tür gezginidir. Gezdiği yerlerin beşeri ve fiziki coğrafya özelliklerini tasvir ederek Seyehatname'sinde bunlara yer vermiştir. Bu eser coğrafyacılar tarafından benimsenen önemli bir kaynaktır. 














 GALİLEİ


1564-1642 yılları arasında yaşamış İtalyan matematikçi, fizikçi ve gökbilimcidir. Teleskobu kullanarak gezegen ve yıldızları inceleyen ilk bilim adamıdır. İncelemeleri sonucunda ayın üzerindeki kraterleri, güneş lekelerini gezegenlerin güneş çevresinde hareket ettiğini ortaya koymuştur. İki Yeni Bilim ve Yıldızların Habercisi alı eserleri yazmıştır. 





HEKATAİOS



Milet'te yaşamıştır. Evrenin sınırlarını çözmeye çalışmadan önce çevremizi tanımaya çalışmamış gerektiğini savunmuştur. Gemicilerden, tacirlerden ve kendi gezilerinden elde ettiği bilgileri bir araya getirerek ilk defa tasviri coğrafyaya ilişkin bir yapıt yazmıştır. Coğrafyayı betimlediği için Coğrafya'nın Babası olarak bilinir. 










HOMEROS


İlyada ve Odeysia destanlarını yazmıştır. İlk defa bilimsel olarak rüzgarların yönünü belirtmiş, güneyden gelen rüzgarın adının Lodos olduğunu söylemiştir.




















HİPOKRAT



Tıbbın babası olarak anılan İyon hekimdir. Aslında bir coğrafyacıdır. Coğrafyacı dememizin sebebi ise kaplıcalara merakı olduğu için ve oraları gezdiği için tıp alanında çalışmalar yapmıştır. 












HUMBOLT

1769-1859 yılları arasında yaşayan Alman coğrafyacıdır. Humbold coğrafya dışında yerbilimlerinin de ilk temsilcisi sayılır. Cosmos adlı eseri vardır. Coğrafya ilmine bilimsel anlamda gezi-gözlem metodunu kazandırmıştır. Sebep sonuç ,dağılış, izobat, profil,kesit gibi yardımcı ifade şekillerini coğrafyaya kazandırmıştır.Botanik üzerine birçok eser vermiştir. Biocoğrafyanın kurucusu Humbolt soğuk su akıntısını keşfetmiştir.















KATİP ÇELEBİ 

1609-1657 yılları arasında yaşamış tarih,coğrafya, biyografya ile ilgili çalışmalar yapmış Türk-Osmanlı bilim insanı ve aydınıdır. Coğrafya ansiklopedisi Cihannüma ile tanınır ve de Müntehab-ı Bahriye kitabı vardır. 















MERCATOR 

Mercator harita projeksiyonunu geliştiren coğrafyacı ve kartograftır. 1512 -1594 yılları arasında yaşamış Belçika'da doğmuştur. Mercator bu bilimlerin dışında tarih,astronomi, manyetizma ve felsefe alanları ile ilgilendi. Kartografya adını ortaya koymuş olduğu harita projeksiyonu enlem ve boylam yer alması bakımından navigasyon için önemli bir yere sahipti. Projeksiyon dışında atlas ve dünya haritaları bulunmaktadır.( Mercator- Hondius Atlas )













PİRİ REİS

1470-1554 yılları arasında yaşamıştır. Büyük Türk Amiral Piri Reis devrinin en ünlü Türk Kartoğrafıdır. Kitab-ı Bahriye eseri vardır.Bugünküne benzeyen ilk dünya haritasını hazırlayan ilk Türk unvanına sahiptir. 


















RATZEL



1844-1904 yılları arasında yaşamış siyasi coğrafya akımının kurucusu olarak kabul edilen bilim adamıdır. İnsan ve çevre arasındaki ilişkileri ele alarak bu konudaki ilk olma özelliğine sahip olan Beşeri Coğrafya adlı eseri yazarak Beşeri Coğrafyanın gelişimine katkı sağlamıştır.





















RİTTER

1799-1859 yılları arasında yaşayan Alman coğrafyacıdır. Aynı zamanda tarihçi ve filozoftur. Coğrafya İlminde Tarihi Esaslar , Mukayeseli Genel Coğrafya adlı eserleri vardır. Beşeri Coğrafyanın konusunu belirlemiştir. 

















STRABON 

Anadolu'nun Babası olarak bilinir. Amasya da yaşamıştır. Coğrafya adlı 17 ciltten oluşan kitabı vardır. 




























TALES

MÖ.636-546 yılları arasında yaşamıştır. Milet'te doğmuştur. Daha çok matematik alanında çalışmalar yapmıştır. Coğrafi görüş olarak dünyanın şekli hakkında bir teori ortaya atmıştır. Tales'e göre dünya okyanuslar üzerinde yüzen bir diske benzer ve yuvarlaktır.










WEGENER

1880-1930 yılları arasında yaşamış Alman bilim adamıdır. Aynı zamanda meteoroloji uzmanıdır. Kıta kayması kuramını ortaya atan ilk bilim adamıdır. 






          HARİTA VE HARİTACILIK


   Harita, yeryüzünün bir kısmının veya tamamının belli ölçek ve yöntemlerle küçültülmüş modelin düzlem üzerine aktarılmasına denir. Bir yerin kullanımı ve planlanması için harita başvurulması gereken zorunlu bir araçtır. 

   Bir yerde insanların toprağa bağımlı olması,toprak üzerinde işleme ve düzenleme çalışmalarına temel olacak ölçme gereksinimiyle harita ve haritacılık mesleğinin doğmasına neden olmuştur.



    Haritacılıkta matematik, coğrafya,jeoloji,jeomorfoloji, ve fizik gibi bilim dalları kullanılmaktadır.

   Harita Mühendisliği, Harita ve Kadastro Mühendisliği, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği, Geomatik Mühendisliği haritacılığın farklı alanlarıdır. 




           DÜNYA HARİTACILIK TARİHİ 


  Mühendislik ve haritacılık eski Mısır da başladığı ileri sürülmektedir. Haritacılığın Batıda çağdaş anlamda gelişmesi Rönesans ve Aydınlanma olaylarına bağlanır. Dünyada haritacılık başlıca ilkçağ, ortaçağ ve yeniçağ haritacılığı olarak üç aşamadan geçmiştir.  


    İlkçağ haritacılığının uygarlığın bir fonksiyonu olarak MÖ.4000 yıllarında

 başladığı düşünülmektedir. Babil kentinin bu dönemlerden kalma ve tablet üstüne çizilmiş bir haritası vardır. Bugünkü Dicle-Fırat nehirleri arasında kalan ve MÖ.3800 yıllarında ilkçağın en ileri uygalıklarının kurulduğu Mezopotamya'da Fırat Nehrinin akışını  gösteren balçık üzerine yapılmış haritalarla, Mısır'da bulunan haritalar, araştırmalara göre ilk haritadır.







   MÖ.3000 yıllarında ise Yu-Kong, Çin'in bir haritasını çizmiştir. MÖ.1300 yıllarında Mısır'da Hamamat Vadisi'nin doğusunda bir maden ocağını gösteren papirüs üzerine çizilen harita da ilk haritalardandır. 

MÖ.550 yılında Anaxamandros'un geliştirilmiş haritalar çizdiği görülür. İskenderiyeli Batlamyus MÖ. 2. yüzyılın ilk yarısında dünyanın yuvarlaklığını hesaba katarak yaptığı haritasında ilk kez konik projeksiyon sistemini kullanmış boylam ve enlem dairelerini çizmiştir. MÖ. 60 yılında Krates MS.80 yılında Pompanius Mela tarafından dünya haritaları çizdiği görülüyor.


  Ortaçağ haritacılığında bu dönemin felsefesine uygun olarak efsanelerin ve dogmaların etkisi görülüyor.Bu haritalarda Hristiyan topografyası ve kozmoponisi haritalarda yer alır. Avusturyalı rahip Beatus'un 778 tarihini taşıyan haritasında cennetin katları açıklanmaktadır.




  BEATUS'UN DÜNYA HARİTASI





 950 yılında ise Coğrafyacı Ebu İshak İstari geometrik bir dünya haritası çizmiştir. 



  İSTARİ'NİN HARİTASI



Biruni 11.yüzyılın ilk yarısında denizler  haritasını çizmiştir. Kaşgarlı Mahmut'un 1072-1074 yılları arasında yazdığı Divanü Lügat-üt Türk eserinde yer alan daire biçimindeki dünya haritası Türk Bilginlerinin yaptığı ilk harita olarak kabul edilir. 


İdrisi'nin 1154 Palermo Kralı için çizdiği dünya haritası verdiği ayrıntılar bakımından gelecek dönemin öncü yapıtlarından biri olarak kabul edilmektedir.






Arap Coğrafyacısı İbn Verdi 1349 tarihli haritasında kıtaları,denizleri ve gerçeğe uymayan biçimde geleneğini sürdürmektedir. 


  Yeniçağların başında Rönesans bilim anlayışı yeni bir bakış açısı getirmiştir. Piri Reis'in  haritaları Akdeniz Bölgesi'nde Osmanlılar için ve batılı harita çizerleri ve denizciler için de önemli kaynak olmuştur. Bu dönemdeki en önemli özelliklerden biri haritacıların dünyayı çeşitli biçimlerde gösterme eğilimindedir.
 J.Honter haritasında dünya bir yürek biçimindedir.






Lafreri'nin haritasında dünya iki yarım elma şeklindedir. 1581'de Huntig üç kıtayı bir çiçeğin üç taç yaprağı olarak çizmiştir. Hollandalı Snellius ülkenin baştan başa bir nirengi ağı ile birleştirilerek haritasının çıkarılması düşüncesini ortaya atmış, uygulaması Fransa'da J.D Cassini tarafından yapılmıştır. 


       ESKİ TÜRKLERDE HARİTACILIK


  1076 yılında Kaşgarlı Mahmud ( El Kaşgari ) Divan-ı Lügat-it Türk eserinde dünya haritası çizmiştir. Harita, Orta Asya'nın bir kısmını Çin ve Kuzey Afrikayı içermektedir. 





  İbrahim Katibi Karadeniz ve Marmara'nın 1400 yıllarında Venedikliler ve    Cenevizliler tarafından yapılmış olan haritaları 1416'da çizmiştir. 

 1456'da Trablusgarplı ibrahim Mürsel ( Mürsiyeli İbrahim) bir Türk denizci olarak Akdeniz haritası çizmiştir.15.yy El istari ''Kitab al Masalik val Mamalik''( Masallar ve Ülkeler ) isimli eserinde dünyanın çeşitli yerlerine ait 20 harita vardır. 


  Türk Amirali Piri Reis ( 1470-1554) Osmanlı donanmasının hakim olduğu denizlere ait '' Kitab-ı Bahriye'' kitabında liman,koy,körfez,kıyı,kale vb.yerlere ait haritalarla bu denizlerdeki gemiciliğe ait akıntılar,sığ yerler, tehlikeli kayalık yerlere ait bilgiler vermiştir. 



  Matrakçı Nasuh harita anlayışı minyatüre uygulayan ilk ressamdır. Matrak oyunu mucididir. Menazil (Hedefler) isimli yapıtında 16.yüzyılda yapılmış Anadolu Atlası vardır. Umdet'ül Hisab ( Hesabın İlkeleri ) eseri 1517 ve Beyan-menazil-i sefer-i ırakeyn eserinde Kanuni'nin 1534'te Irak seferine katılarak İstanbul-Tebriz-Bağdat-Diyarbakır-Halep-İstanbul geçkisi üzerinde fethedilen yerleri kaleleri isim ve haritalarla anlatır. 








 Amiral Seydi Ali Reis deniz astronomisini ve  deniz coğrafyasını bilen bir bilgindir. Miratül Memalik ( Ülkelerin  Aynası ) adlı yapıtı vardır. Seydi Ali Reis yerin  yuvarlak olduğunu dağların yüksekliğinin yerin yuvarlaklığını bozmayacağını söylemiş ve yer çapının 1545 fersah olduğunu yazmış, ağır cisimlerin yerin merkezine doğru düştüğünü de eklemiştir.


 1567'de Osmanlı donanması hassa reisleri arasına katılan Ali Macar Reis dokuz ceylan derisi üzerine yedi haritadan oluşan ve Topkapı Müzesi'nde bulunan bir atlas hazırlamıştır. 










 1555 de Mehmet Aşık birçok ülkeyi gezmiş ve gezi notları Menazır-ül Avalim (dünyanın görünümü ) adıyla eser hazırlamıştır. 


  Katip Çelebi ( 1609-1657) Girit seferiyle haritaların nasıl yapıldığını öğrenmiştir. Cihannüma ( Dünyayı Gösteren ) kitabı vardır. Kozmografya, Keşfüz zunun ( sanıların keşfi ) kitapları da vardır.


 17.yüzyıl gezegenlerinden ve yazarlarından biri olan Evliya Çelebi Osmanlı içinde ve dışında 50 yıl geziler yaparak ve 22 savaşa katılarak 10 cilt halinde Seyahatname eserini yazmıştır. 


 1727'de bilimsel kitapların yayılması ilk basımevi İbrahim Müteferrika tarafından kurulması ile başlamıştır. İlk deniz haritası 1830 yılında Heybeli ada  Deniz Harp Okulu'nda basılan Karadeniz haritasıdır. 

 Karadeniz kıyılarımızın haritasını ilk defa Manganarı adında bir Rus yüzbaşı  1823-1836 yılları arasında yapmıştır. 



1868'de üsteğmen Hafız Ali Şeref bir Yeni Atlas hazırlamıştır. Kiepert'in Anadolu Haritasını Türkçeye çevirmiştir. 73 paftadan ibaret Rumeli haritasını çizmiş, okular için büyük bir duvar haritası hazırlamıştır. 

 1895 ' de Süleyman Asaf İstanbul Boğazı haritasını yapmıştır. 



KİEPERT'İN ANADOLU HARİTASI