DOĞAYA YOLCULUK
MUHTEŞEM 4 ROTA BELGESELİ
MUHTEŞEM 4 ROTA BELGESELİ
Belgeselimize Türkiye'nin en uç kuzey noktası Sinop'tan başlıyoruz.Kuzeyde en uç ilçe merkezi İnceburun'dur. Burası bataklık göl ve ovalıktır.Karadeniz iklimine bağlı olarak her mevsim yağış aldığından zengin orman ve bitki örtüsüyle kaplıdır.(Çangal ormanları, Giregöz ormanı).
Sinop'un en büyük dağları olan İsfendiyar(Küre) dağları doğu-batı doğrultusunda Karadeniz kıyısına paralel şekilde uzanmaktadır.Küre dağları 3.jeolojik zamanda meydana gelmiş Alp-Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde yer alır.Alp-Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde bulunan Küre dağlarını Zindan Dağı,Sivrice Tepesi,Kuzuluk Tepesi ve Alankaya Tepesi takip etmektedir.Yükselen dağların üst kısımlarında ormanlarla çevrili alanlarda yaylacılık yapıldığını görmekteyiz.
Karadeniz'in girintili çıkıntılı kıyılarında yer alan Sinop'ta birçok burun,koy,körfez bulunmaktadır.Sinop kıyılarında Sarıada,Karaada,Tavşanadası olmak üzere 3 tane küçük adacık bulunur.İlin en büyük akarsuyu Gökırmak'tır. Uzun bir vadi boyunca akan bu ırmak Taşköprü ve Boyabat ovalarını sular.Kızılırmak ilin Güneydoğu sınırını çizer ve yurdumuzun en uzun nehridir.
Sinop Yarımadası ülkemizdeki en güzel tombolo örneğidir.Sinop'ta sayıları az olmakla beraber küçük göller vardır.Sülük Gölü Sinop Yarımadası üzerindedir ve eski bir volkanik kütledir. Sarıkum Gölü deniz seviyesinde bir göl iken Karagöl ise deniz seviyesinin altında bir göldür. Aksaz Gölü yarı bataklık halindedir.
Şehrin doğal afetlerinden bahsetmek gerekirse; su baskını,heyelan görülmektedir.Ayrıca Sinop 4.derecede deprem bölgesindedir.Aktif bölgeler dışında kalmasına rağmen Durağan ve Boyabat ilçeleri 1.derece deprem bölgesine girmektedir.
Sinop'ta görülmesi gereken yerlerden birisi de Boyabat'ta bulunan bazalt sütunlarıdır.Ayancık ilçesinde bulunan İnaltı Mağarası içinde bulundurduğu sarkıtlar,dikitler ve damlataş havuzları ile dikkat çekmektedir.
Sinop'un en büyük dağları olan İsfendiyar(Küre) dağları doğu-batı doğrultusunda Karadeniz kıyısına paralel şekilde uzanmaktadır.Küre dağları 3.jeolojik zamanda meydana gelmiş Alp-Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde yer alır.Alp-Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde bulunan Küre dağlarını Zindan Dağı,Sivrice Tepesi,Kuzuluk Tepesi ve Alankaya Tepesi takip etmektedir.Yükselen dağların üst kısımlarında ormanlarla çevrili alanlarda yaylacılık yapıldığını görmekteyiz.
Karadeniz'in girintili çıkıntılı kıyılarında yer alan Sinop'ta birçok burun,koy,körfez bulunmaktadır.Sinop kıyılarında Sarıada,Karaada,Tavşanadası olmak üzere 3 tane küçük adacık bulunur.İlin en büyük akarsuyu Gökırmak'tır. Uzun bir vadi boyunca akan bu ırmak Taşköprü ve Boyabat ovalarını sular.Kızılırmak ilin Güneydoğu sınırını çizer ve yurdumuzun en uzun nehridir.
Sinop Yarımadası ülkemizdeki en güzel tombolo örneğidir.Sinop'ta sayıları az olmakla beraber küçük göller vardır.Sülük Gölü Sinop Yarımadası üzerindedir ve eski bir volkanik kütledir. Sarıkum Gölü deniz seviyesinde bir göl iken Karagöl ise deniz seviyesinin altında bir göldür. Aksaz Gölü yarı bataklık halindedir.
Şehrin doğal afetlerinden bahsetmek gerekirse; su baskını,heyelan görülmektedir.Ayrıca Sinop 4.derecede deprem bölgesindedir.Aktif bölgeler dışında kalmasına rağmen Durağan ve Boyabat ilçeleri 1.derece deprem bölgesine girmektedir.
Sinop'ta görülmesi gereken yerlerden birisi de Boyabat'ta bulunan bazalt sütunlarıdır.Ayancık ilçesinde bulunan İnaltı Mağarası içinde bulundurduğu sarkıtlar,dikitler ve damlataş havuzları ile dikkat çekmektedir.
Buradaki gezimizi tamamladıktan sonra Doğu
Anadolu'da bir diğer uç noktamız olan Iğdır-Aralık'a rotamızı çeviriyoruz.
Iğdır üç ülkeyle (Ermenistan,Azerbaycan,İran) komşu sınırlarının bulunduğu tek şehrimizdir.Iğdır çevresinde Akdeniz iklimine yakın karasal iklim hakimiyet sürmektedir.Kışları serin yazları sıcak ve kurak geçer.Kuytu konumuyla mikroklima oluşturan Iğdır Ovası'nda yetişen pamuk, '' Doğunun Çukurovası '' olarak tanınmasını sağlamıştır.Kuytuluğu yüzünden Türkiye'nin en az yağış alan yerlerinden biri olmuş, orman açısından en yoksul bölgelerimizdendir ve bozkır bitki örtüsü görünür.
Doğu Anadolu platosunda ortalama rakımı 800-900 metre arasında değişen ve turunçgiller ile zeytin dışında her türlü meyve ve sebzenin bolca yetiştirilebildiği bereketli Sürmeli (Aras ) Çukurunu bünyesinde barındırmaktadır.
Aras Nehri Tükiye-Ermenistan sınırlarını çizmekte ve Sürmeli Çukunu beslemektedir.Sınırlarımız dışında kalan Erivan Ovası ve Iğdır Ovası'nın oluşturduğu bu çöküntü bölgesine Sürmeli Çukuru denir.Sınırlarımız içinde kalan kısma Sürmeli Çukuru , Ermenistan sınırları içinde kalan kısma Sahat Çukuru adı verilmektedir.Aras Nehri boyunca doğu-batı doğrultusunda uzanan Iğdır Ovası Batı Iğdır , Doğu Iğdır ve Dil Ovasından oluşmaktadır.Dil Ovası aynı zamanda ülkemizin en doğu uç noktasını (44',48'')oluşturur.
Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nın yüzölçümünün 3/1'i il merkezine bağlı Suveren Köyünün sınırları içindedir.
Şehrin doğal afetlerinden bahsetmek gerekirse; Iğdır il merkezi 2.derecede deprem bölgesi olup heyelan olayları,su baskını olayları yaşanmaktadır.
Doğu Anadolu platosunda ortalama rakımı 800-900 metre arasında değişen ve turunçgiller ile zeytin dışında her türlü meyve ve sebzenin bolca yetiştirilebildiği bereketli Sürmeli (Aras ) Çukurunu bünyesinde barındırmaktadır.
Aras Nehri Tükiye-Ermenistan sınırlarını çizmekte ve Sürmeli Çukunu beslemektedir.Sınırlarımız dışında kalan Erivan Ovası ve Iğdır Ovası'nın oluşturduğu bu çöküntü bölgesine Sürmeli Çukuru denir.Sınırlarımız içinde kalan kısma Sürmeli Çukuru , Ermenistan sınırları içinde kalan kısma Sahat Çukuru adı verilmektedir.Aras Nehri boyunca doğu-batı doğrultusunda uzanan Iğdır Ovası Batı Iğdır , Doğu Iğdır ve Dil Ovasından oluşmaktadır.Dil Ovası aynı zamanda ülkemizin en doğu uç noktasını (44',48'')oluşturur.
Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nın yüzölçümünün 3/1'i il merkezine bağlı Suveren Köyünün sınırları içindedir.
Şehrin doğal afetlerinden bahsetmek gerekirse; Iğdır il merkezi 2.derecede deprem bölgesi olup heyelan olayları,su baskını olayları yaşanmaktadır.
Türkiye'nin güneyde en uç noktası olan Hatay'a doğru yol alıyoruz.Antakya,coğrafi konum ve yüzölçümü bakımından Hatay'ın ikinci büyük ilçesidir.Hatay'da Akdeniz iklimi egemendir.Yazlar sıcak ve kurak,kışlar ılık ve yağışlıdır.Bölgede maki bitki örtüsü görülmekle birlikte yüksek ve dağlık alanlarda kar yağışı görülür.Antakya; Kuzeyde Nur (Amanos) Dağları , Güneyde Kel Dağ (Cebel-i Akra ) arasında kalan Asi Vadisi'nin başlangıcında, Habib-i Neccar Dağı eteklerindedir.
Amik Ovası kalın bir alüvyal toprak tabakası ile kaplı olup, ilin en büyük toprak düzlüğüdür ve verimli topraklara sahiptir. Amik Ovası Asi Nehri , Karasu , Afrin Çayı ile beslenir.Hatay birinci derecede deprem bölgesindedir.Doğu Anadolu ve Ölüdeniz fay hattı sistemlerinin birleştiği bölgede yer alan Hatay'da, çok büyük yıkıcı depremlerin meydana geldiği kayıtlara geçmiştir.Su baskını ve heyelan olayları gözlenmektedir.
Amik Ovası kalın bir alüvyal toprak tabakası ile kaplı olup, ilin en büyük toprak düzlüğüdür ve verimli topraklara sahiptir. Amik Ovası Asi Nehri , Karasu , Afrin Çayı ile beslenir.Hatay birinci derecede deprem bölgesindedir.Doğu Anadolu ve Ölüdeniz fay hattı sistemlerinin birleştiği bölgede yer alan Hatay'da, çok büyük yıkıcı depremlerin meydana geldiği kayıtlara geçmiştir.Su baskını ve heyelan olayları gözlenmektedir.
Türkiye'nin kuzeybatısında topraklarının büyük bölümü Marmara Bölgesi sınırları içinde bir kısmı ise Ege Bölgesi içinde kalan, Asya ve Avrupa kıtalarında toprakları bulunan kendi adını taşıyan boğaz (Çanakkale Boğazı) ile ikiye bölünmüş bir il olan Çanakkale'ye doğru yol alıyoruz.
Kent,doğu ve güneydoğu yönünde Balıkesir ili, batıda Ege Denizi,kuzeyde Tekirdağ ili ile Marmara Denizi tarafından çevrelenmiştir.Akdeniz iklimi ile Karadeniz iklimi arasında bir geçiş iklimin yaşandığı bu yerde daha çok Akdeniz iklimi görülmektedir.Yağışlar genellikle bahar ve kış aylarında olmaktadır.Akarsuların düzenli bir rejimi yoktur.Akarsular son bahar yağmurlarıyla ve karların erimeye başladığı nisan mayıs aylarında kabarırlar.Akarsuların çoğu Kaz Dağı'ndan doğarlar.Akarsuların başlıcaları; Tuzla Çayı, Menderes Çayı, Kocabaş Çayı ,Kavak Çayı ve Bayramiç Deresidir.Akarsu ağızlarında geniş tabanlı vadilerde görülen ovalar Çanakkale'de az yer kaplar.Ezine Ovası ,Bayramiç Ovası,Kumkale Ovası Anadolu yakasındaki ovalardır.Gelibolu Yarımdası'nda ise Kavak Ovası ,Cumalı Ovası,Kilye ve Piren Ovaları vardır.
Gökçeada Çanakkale'nin ilçesi ve Türkiye'nin en büyük adasıdır.Adanın batısında yer alan Avlaka Burnu Türkiye'nin en batı uç noktasını oluşturmaktadır. Saros Körfezi dünyada kendi kendini temizleyerek temiz kalan körfezden biri olduğu ileri sürülür.Genellikle dağ ve tepelerle kaplı alanları vadilerle parçalanmış engebeli görünüşü arasında orman bitki örtüsünü görmekteyiz.
Şehrin en yüksek dağı Kaz Dağı'dır.Birinci dereceden deprem bölgesi olup heyelan olaylarının ve su baskını olaylarının az görüldüğü illerimizden biridir.
Böylece Türkiye'nin en uç noktalarını gezip görmüş olduk. Coğrafi farklılıkları bu yolla öğrenmiş olduk.Bir sonraki belgeselde görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder